SERVET YILDIRIM – Bu fırsatın bir örneğini geçen hafta otomotivde gördük. Dünyanın en büyük elektrikli otomobil üreticisi BYD, Türkiye’de 1 milyar dolarlık yatırım için anlaşma imzaladı. BYD, altı kıtada 30’un üzerinde sanayi parkı kurmuş; elektronik, otomotiv, yenilenebilir enerji ve demiryolu taşımacılığı ile ilgili sektörlerde önemli bir rol oynamış. Türkiye’de yıllık 150 bin araç kapasiteli elektrikli ve şarj edilebilir hibrit otomobil üretim tesisi kuracak; 5 bin kişiye doğrudan ve 25 bin kişiye dolaylı istihdam sağlayacak. Sürdürülebilir mobilite teknolojilerine yönelik Ar-Ge merkezi kuracak.
Önemli bir adım
Bu adım zor bir dönemden geçen Türkiye ekonomisi için önemli bir gelişmedir. Birçok sektördeki pek çok firma ve ekonomi için ciddi bir tehdit olan Çin mucizesinin fırsata dönüştürülmesi yönünde atılmış önemli bir adımdır.
Çinli dev oyuncuların Türkiye’de üretim yapmaya ikna edilmeleri sanayimizin gelişen teknolojilere uyumuna katkıda bulunacaktır. Sürece liderlik eden Sanayi Bakanlığı bu doğrultuda doğru adımlar atmıştır ve görünen o ki bu adımların gerisi gelecektir.
Cuma günü Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, CNBC-e canlı yayınında, BYD’nin yatırım hikayesini anlatırken, “Çinli üreticilere Türkiye’de geçmişte yatırım yapmış markaların adım adım nasıl kapasite artırdıklarını paylaştık. Birkaç markayla sıkı bir iletişim içinde olduk. Bunlardan biri de BYD idi. BYD bu alanda dünya lideri. Her gün 32 patent geliştiren bir marka. BYD’nin Türkiye’de olmasını çok arzu ettik… Hangi bölgelerde üretim yapılabileceğine ilişkin yoğun çalışma gerçekleştirdik. Nihayetinde anlaşmayı imzaladık” diyordu. Daha da önemlisi bakanın açıklamalarından yakında başka firmaların da Türkiye’de yatırım yapmak için anlaşma imzalayacaklarını anlıyoruz.
İhracat hedefiyle geliyor
Toplam 13 markanın üretim yaptığı Türkiye otomotivde önemli bir oyuncu, Avrupa’nın büyük üreticilerindeniz. Çin ise özellikle elektrikli araçlarda küresel liderliğini pekiştirme yolunda gidiyor. Batarya teknolojilerine yapılan yatırımlarda Çin dünya lideri oldu. Dolayısıyla bu devin Türkiye’de yatırım yapması ve burayı bir ihracat üssü haline getirecek olması kritik bir karardır. Bu noktada aslolan ise Türkiye’nin rekabet gücünü yükseltmektir.
Bakan Kacır, “Biz sadece Türkiye pazarını hedefleyerek yatırımcıların geldiğine şahit olmuyoruz. İhracat hedefiyle geliyor. BYD sadece bir üretim yatırımı değil, Ar-Ge merkezi yatırımı da ilan etti” diyor. Bunlar BYD yatırımının Türkiye’nin rekabet gücünü artıracaktır.
Teşvik verilecek
Çin, Avrupa’ya gitmek zorunda çünkü ürettiği teknolojiler ağırlıklı olarak o pazarın alıcılarına hitap ediyor. Otomotiv Distribütörleri ve Mobilite Derneği Başkanı Ali Haydar Bozkurt’un deyişiyle “Avrupa’ya gelmek için en güzel nokta Türkiye”. Mesele sadece Çinlilerin gelmesi de değildir. Sanayi Bakanı geçen hafta Türkiye’de 360 bin kapasiteli üretim tesisi bulunan Renault’un CEO’su ile de görüştü. Hibrit otomobiller üzerine yatırımlarını hızlandıran Renault’un yeni nesle yönelik önemli planları olduğunu söylüyor.
Türkiye otomotivde yönünü belirledi. Hibrit ve elektrikli otomobilin üretimde payını artırmak, içten yanmalı üretiminin payını ise kademeli azaltmak istiyor. Başta teşvik olmak üzere diğer politikaların da bu hedefi desteklemeleri gerekir. Sanayi Bakanı Kacır, “Böyle yatırımları teşvik edeceğiz. BYD gibi başka markaların da yeni teknoloji yatırımlarını hızlandırması için gayret göstereceğiz. Her bir proje için terzi usulü destek veriyoruz. Teşviklerde yatırım yeri temini için kolaylıklar sunuyoruz. İstihdama, vergi uygulamalarına yönelik desteklerimiz de var” diyor.
Gelişen teknoloji ekosistemi, güçlü tedarikçi tabanı, AB ile Gümrük Birliği, avantajlı konumu ve nitelikli iş gücü gibi artıları olan Türkiye, yeni yatırımlarla otomotiv sektöründe dönüşümü sağlamalıdır. Tüm bu adımlar ve bakanlığın yaklaşımı dönüşüm doğrultusunda atılmış önemli adımlardır. Bu aynı zamanda yeşil dönüşüme de hizmet edecektir.