CHP Parti Sözcüsü Deniz Yücel, “Sokağın derdini görmezden gelen AKP’nin gündemi Anayasa ve değiştirilemez ilk dört madde. Domuz bağcı, Hizbullah artığı HÜDA PAR’ın Anayasa’nın ilk dört maddesine kimlerden cesaret alarak hangi cüretle dil uzattığını şimdi daha iyi anlıyoruz. Meğer AKP’nin ittifak ortağı HÜDA PAR’ın görevi yoklama çekmekmiş. Dün HÜDA PAR’ın ilk dört maddeye dil uzatmasını eleştiren AKP, bugün HÜDA PAR ile aynı şeyi söyler oldu. Anladık, ittifak ortağısınız ama bu kadar hızlı dönüş baş döndürür. Kimden hangi sözü aldınız, hangi niyetinizi bozdunuz da Anayasa’nın ilk dört maddesini gözden çıkarmaya karar verdiniz” dedi.
Yücel, iktidarın Savunma Sanayi Fonu’na destek adına kredi kartlarından almak istediği paya ilişkin “85 milyona yaşattıkları ekonomik krizi, savaş ekonomisi diye yutturmaya çalıştıklarının farkındayız. Sahte bir güvenlik krizi yaratacak kadar gözü dönmüş olan AKP iktidarı, bu kriz üzerinden ‘Savunma Sanayii Fonu’ adı altında vatandaşı soyacak” ifadelerini kullandı.
CHP MYK, bugün saat 13.20’de Genel Başkan Özgür Özel başkanlığında toplandı. CHP Parti Sözcüsü Deniz Yücel, MYK toplantısı devam ederken toplantının gündemine ilişkin basın toplantısı düzenledi. Nobel Ekonomi Ödülü’nü kazanan ekonomist Daron Acemoğlu’nu kutlayan Yücel, “Kendisini canıgönülden tebrik ediyoruz. Orhan Pamuk ve Aziz Sancar’dan sonra bu gururu, ülkemize bir kez daha yaşattığı için kendisine teşekkür ediyoruz” dedi.
Yücel’in açıklamaları şöyle:
‘İTTİFAK ORTAĞI HÜDA PAR’IN GÖREVİ YOKLAMA ÇEKMEKMİŞ’
“Anayasa tartışması açmak artık gündem değiştirmenin en kolay yollarından biri oldu. Enflasyon açıklandı, işsizlik arttı, yoksulluk sınırı 70 bin liraya dayandı, vergiler vatandaşın sırtına bindikçe biniyor, okul öncesinden tut, üniversiteye kadar çocuklar, gençler yeterli gıda alamıyor ve dengeli beslenemiyor. Üniversitelilerin yüzde 73’ü iş bulamazken, gençlerin yüzde 80’i ülkede bir gelecek görmezken sokağın derdini görmezden gelen AKP’nin gündemi Anayasa ve değiştirilemez ilk dört madde. Domuz bağcı, Hizbullah artığı HÜDA PAR’ın Anayasa’nın ilk dört maddesine kimlerden cesaret alarak hangi cüretle dil uzattığını şimdi daha iyi anlıyoruz. Meğer AKP’nin ittifak ortağı HÜDA PAR’ın görevi yoklama çekmekmiş. Dün HÜDA PAR’ın ilk dört maddeye dil uzatmasını eleştiren AKP, bugün HÜDA PAR ile aynı şeyi söyler oldu. Anladık, ittifak ortağısınız ama bu kadar hızlı dönüş baş döndürür. Kimden hangi sözü aldınız, hangi niyetinizi bozdunuz da Anayasa’nın ilk dört maddesini gözden çıkarmaya karar verdiniz.
‘İLK 4 MADDEYE DOKUNAMAZSINIZ’
Buradan AKP iktidarına ve Numan Kurtulmuş’a sesleniyoruz: Anayasa’nın ilk dört maddesine dokunamazsınız, izin vermeyiz. Türkiye Cumhuriyeti toplumun huzuru, milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devletidir. Ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür, dili Türkçedir, bayrağı, beyaz ay yıldızlı al bayrak, milli marşı İstiklal Marşı başkenti de Ankara’dır. Siz kim oluyorsunuz da bunları tartışmaya açmak istiyorsunuz? Anayasa’ya uymayanlar, Anayasa’nın değiştirilemez hükümlerini akıllarınca tartışmaya açmaya çalışanlara defalarca söyledik bir kez daha söylüyoruz: Anayasa’nın ilk dört maddesi değiştirilemez, değiştirilmesi teklif dahi edilemez.
‘YEPYENİ BİR SOYGUN TEKLİFİNİ MECLİS’E SUNDULAR’
AKP, adına ‘Savunma Sanayii Fonu’ diyerek hazırlamış olduğu yepyeni bir soygun teklifini TBMM Başkanlığı’na sundu. Teklifin adında özellikle ‘Savunma Sanayii’ geçirilmiş olmalı ki kimse bu teklifi eleştiremesin. Türk toplumunun en hassas noktalarından biri olan vatan savunması, AKP tarafından siyasi malzeme haline getirilmiş ve halkın milli duyguları sömürülerek yeni bir soygun teklifi hazırlanmış. Eleştirenler de en iyi ihtimalle AKP tarafından terörist ilan edilecekler. ‘İsrail bize saldırabilir’ söylemleriyle sahte bir dış tehdit ve savaş gündemi yaratmaya çalışan AKP’nin sebebi olduğu ekonomik krizi bu şekilde perdelemeye çalıştıklarını biliyoruz ve görüyoruz. Savaş olmadığı halde dahi sokaktaki vatandaş sanki bir savaş ekonomisi varmış gibi sıkıntıda. 85 milyona yaşattıkları ekonomik krizi, savaş ekonomisi diye yutturmaya çalıştıklarının farkındayız. Sahte bir güvenlik krizi yaratacak kadar gözü dönmüş olan AKP iktidarı, bu kriz üzerinden ‘Savunma Sanayii Fonu’ adı altında vatandaşı soyacak.
‘ŞEYTANIN DAİH AKLINA GELMEZDİ’
AKP’nin hazırladığı yasa teklifine göre, birçok işlemden Savunma Sanayii Katılma Payı alınacak. Limiti 100 bin lira ve üzeri olan kredi kartı hamilleri her bir kart başına yıllık 750 lira katılma payı ödeyecek. Hatırlayın, bunlar eskiden ‘Ülkeyi 70 sente muhtaç ettiler’ edebiyatı yapıyorlardı. ‘IMF’ye borç para verdik’ masalları anlatıyorlardı. Meğer ülkeyi krizlerden krizlere sürükleyen bu büyük ekonomist, vatandaşın 750 lirasına muhtaç olmuş. Onun deyimiyle ‘Nereden nereye…’ Tapu işlemlerinde alıcıdan 750 lira, satıcıdan 750 lira alınacak. Sıfır araç satışlarında 3 bin lira, ikinci el araç satışlarında bin 500 lira, 5 milyonluk araba alan da 500 bin liralık araba alan da aynı parayı ödeyecek. Noterlik işlemlerinden 75 lira; vergi, gümrük, SGK beyannamelerinden damga vergisi tutarı kadar Savunma Sanayii Katılma Payı alınacak. Biz, vergide adalet olsun, çok kazanandan çok az kazanandan az vergi alınsın, vatandaş vergilerin altında ezilmesin diyoruz ama AKP yine aynı tas aynı hamam. Ve bu soygun teklifi 2025’in ilk ayında yürürlüğe girecek. Mimarı olduğu ekonomik krize, Türk halkının milli duygularını sömürerek kaynak yaratma çabası şeytanın dahi aklına gelmezdi ama AKP’nin geldi.
‘KİMSE BU SOYGUN YASASINA SESSİZ KALMAMIZI BEKLEMESİN’
Bakın, bu millet ayağında çarıklarla, yeri geldiğinde elinde kazma, küreklerle bağımsızlık savaşı vermiş, dünyaya kafa tutmuş bir millettir. Bu millet fedakârlık yapmaktan kaçmaz. Mevzubahis vatansa gerisi teferruattır. Ancak bu yasayı getirenler kendi iş bilmez politikaları sonucunda, bu milleti ekonomik krize ve hayat pahalılığına mahkum etmişken kendileri her türlü lüksten, şatafattan, itibardan tasarruf etmezken kimse bu soygun yasasına sessiz kalmamızı beklemesin. Vatandaş kredi kartını keyfine kullanmıyor, hayatta kalmak için kullanıyor. Vatandaş artık temel ihtiyaçlarını kredi kartı sayesinde karşılayabiliyor. Merkez Bankası 2024 yılı ocak-eylül döneminde kredi kartı harcamalarının en büyük kısmının marketler ve alışveriş merkezlerinde olduğunu daha yeni açıkladı. Çünkü ne 17 bin liralık asgari ücretle ne 12 bin 500 liralık emekli maaşıyla ne de 34 bin liralık memur maaşıyla aybaşını getiremiyorlar. Sokaktaki vatandaş, AKP iktidarının yanlış politikalarının yarattığı ekonomik kriz yüzünden eksiden harcayarak karnını doyurabiliyor. AKP bunu çok iyi biliyor. Siz bunu bile bile vatandaşın kredi kartının limiti üzerinden cebindeki 750 lirasına göz dikiyorsunuz. Nakit parayla alışveriş dönemine son veren, sıcak parayı bitiren AKP iktidarı, acı faturayı yine vatandaşa kesmekten hiç utanmıyor. Bakın, mutfakta tencere kaynamıyor. Çareyi kredi çekmekte bulan vatandaş, kredi borçlarını ödeyemiyor. Risk Merkezi’nin verilerine göre, bu yıl ocak-ağustos döneminde, 736 bin 513 kişi bireysel kredi borcunu, 899 bin 47 kişi de kredi kartı borcunu zamanında ödeyemediği için bankalar tarafından icra takibine alındı. Eylülün son haftası bireysel kredi ve kredi kartı borçları 13,4 milyar lira artarak 3 trilyon 575 milyar liraya ulaştı. Bütün bu rakamlar aslında tek bir yere varıyor. Halk geçinemiyor. Haberiniz olsun, geçim olmazsa seçim olur.
‘BAL GİBİ DE İSRAİL İLE TİCARET DEVAM EDİYOR’
AKP’nin ‘İsrail ile ticareti sınırladık’ ya da ‘sonlandırdık’ sözleri artık anlamını tamamen yitirmiştir. AKP iktidarından bu konuya ilişkin çıt çıkmamasından anlıyoruz ki bal gibi de İsrail ile ticaret devam ediyor. Ama tabii onu da kendilerince kılıfına uydurmuşlar. Nasıl yapmışlar bunu? Dünyanın dört bir yanından gönderilen insani yardımlar dahi, hava yoluyla zar zor ulaştırılabilirken biz bu ülkeye demir-çelik ihraç ediyormuşuz. Geçen yılın ilk dokuz ayında ülkemizden Filistin’e yapılan çelik ihracatı, 587 bin dolar iken bu yılın ilk dokuz ayında 86 milyon 790 bin dolara çıkmış. Türkiye ile Filistin arasındaki çelik ihracatı yüzde 14 bin 676 oranında artmış. Savaşın ortasında bir ülke, acil insani ihtiyaçların bile havadan ulaştırıldığı Filistin, demir-çelik ithal ediyor, öyle mi? Kimse kimseyi kandırmasın. Dünyada hiçbir yatırımcı savaşta olan bir ülkeye yatırım yapmaz, yeni bir yapı inşa etmez. Savaş devam ediyor, Filistin yeniden inşa edilmiyor. O zaman bu malzemeler nereye gidiyor?
‘TİCARETİNİZ BATSIN’
Buradan iktidara soruyoruz: Filistin üzerinden İsrail ile ticaretinizi devam ettiriyor musunuz? İhracatı yapılan bu ürünler Filistin’e mi gidiyor, yoksa İsrail’e mi? Bir ayda Türkiye’den İsrail’e 88 gemi gittiği iddiaları doğru mu? Türkiye’den yola çıkan gemilerin belgelerinin Filistin olarak düzenlendiği ancak İsrail’e gittiği doğru mu? Ticaret Bakanlığı bu iddiaları neden yalanlamıyor? Sükût ikrardan mı geliyor? O zaman bu iddiaları doğru mu kabul etmeliyiz? Gazze’de patlayan bombaların, ölen çocukların ve sivillerin, İsrail’in Gazze’ye yaptığı zulmün dahi durduramadığı ticaretiniz batsın. AKP Genel Başkan Yardımcısı Nihat Zeybekçi’nin ‘Katliamı kınıyoruz ama İsrail serbest ticaret anlaşmamızın olduğu bir ülke’ sözleri dün gibi kulaklarımızda. Cumhurbaşkanı Erdoğan, daha geçenlerde ‘İsrail bize saldırabilir’ demedi mi? Sayın Erdoğan, sıradaki hedefi vatan topraklarımız olan bir ülkeyle örtülü ticaret yapmanın hesabını bu halka nasıl vereceksin?
‘HUKUKA GÜVENMEK İSTİYORUZ’
CHP Sözcüsü Yücel, “Devlet Bahçeli’nin DEM Partililerle tokalaşması ve ardından yapılan açıklamalarda ‘Yeni bir çözüm süreci mi geliyor’ tartışmaları var. Taraflar anlaşır ve masaya oturursa CHP’nin tutumu ne olur” sorusuna şu yanıtı verdi:
“Şu an için önümüzde somutlaşmış bir süreç yok. Biz gelişmeleri takip ediyoruz, izliyoruz. Somut olarak bir süreç gelişirse elbette partimizin yetkili kurulları gerekli görüşmeleri yapar ve gerekli açıklamaları yaparız.”
Yücel, “Grup Başkanvekilleri Ali Mahir Başarır ve Gökhan Günaydın ile Genel Başkan Yardımcısı Gül Çiftci’nin muhalefet partilerini ziyaret ederek yargı krizini ele aldığı görüşmeler, AKP ve MHP ile devam edecek mi” sorusunu şöyle yanıtladı:
“Biz bu konuda hukuka güvenmek istiyoruz, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin yargı makamlarına güvenmek istiyoruz. Tabii ki bir takım spekülasyonlar oluyor, birtakım yaklaşımlar yaşanıyor. Geçtiğimiz günlerde genel başkan yardımcımız ve grup başkanvekilimiz bir dizi ziyaretler gerçekleştirdiler. Önümüzdeki hafta ve ilerleyen süreçte bu görüşmeler, bu ziyaretler devam edebilir. Ancak şu an için planlanmış ve kesinleşmiş bir ziyaret ya da görüşme yok. Olduğu zaman yine siz değerli basın mensupları aracılığıyla kamuoyuyla paylaşılır.”
(HABER MERKEZİ)